Bütün gün işteydin veya evde günlük rutin işlerinde uğraştın. Dışarısı soğuk… İşte kahve severler için filmler! Mükemmel bir kahve hazırladın ve kendine ayıracağın birkaç saatin var. Bir kahve en azından önümüzdeki birkaç saat boyunca kendi kahve dolu harikalar diyarına gitmenin zamanı geldi. İzlenecek çok film varsa hangi filmi seçmelisin?
Şimdiki önerilerimiz kahve belgeseli ve kahve film rehberi değil. Kahvenle seni keyiflendirecek film önerileri…
Kahve Severler için Filmler: İçindekiler
1. Olağan Şüpheliler (The Usual Suspects)
Hikaye, küçük çaplı dolandırıcı Roger “Verbal” Kint’in, Kevin Spacey’nin Roger Kint rolünü oynadığı Güney Kaliforniya’da demirlemiş bir gemide bir katliamın hikayesini yeniden anlatmasını konu alıyor.
Bir grup suçlu, polise ifade verirken, gizemli bir suç lordu olan “Keyser Söze” hakkında anılarını anlatır. Ancak, gerçekten kimin Keyser Söze olduğu sorusuyla dolu bir dolandırıcılık hikayesi ortaya çıkar. Film, sürpriz twist’leri ve zekice kurgulanmış hikayesiyle ünlüdür.
Ajan Dave Kujan, vakayı (Chazz Palminteri) çözmek için askere alınarak katliamın gizemini çözmeye başladığında, filmdeki en unutulmaz sahnelerden biri, Kujan’ın sadece izin vermek için güzel bir fincan sıcak kahveyi yudumlamasıyla başlıyor ve kahve fincanı parmaklarının arasından kayıp yere çarpıyor. Dramatik etkiye katkıda bulunmak için, kahve fincanı zeminde üç kez parçalanmış olarak gösteriliyor ve karo zeminin her tarafına dökülüyor.
Filmde, kahve sadece bir içecek değil, aynı zamanda gizemli entrikaların ve dolambaçlı planların da bir simgesi haline geliyor. Karakterlerin bir araya geldiği o meşhur kafe sahneleri, sadece kahve içmekle kalmıyor, aynı zamanda derin sırların ve karmaşık planların da kadehleri arasında gizlenen birçok hikaye anlatıyor. O yüzden bu filmi izlerken bir fincan kahvenin tadını çıkarırken, karakterler arasındaki gizli ilişkilere ve dolandırıcılık oyunlarına dalmak mümkün.
2. Sıkı Dostlar (Goodfellas)
Martin Scorsese’nin büyük beğeni toplayan suç filmi birçok ödül kazandı ve Joe Pesci ve Ray Liotta gibi isimleri süper star yaptı.
Gerçek bir hikayeye dayanan bu film, Henry Hill’in (Ray Liotta) hikayesini anlatıyor. Henry, genç bir yaşta mafyanın içine girer ve yükselmeye başlar. Ancak, suç dünyasının çekiciliği ve tehlikeleri arasında sıkışıp kalır.
En sevdiğimiz sahnede Tommy DeVito oynayan ve Samuel L. Jackson’ın oynadığı Parnell “Stacks” Edwards’a bir hit yapmak için gönderilen yukarıda bahsedilen Joe Pesci yer alıyor. Edwards, DeVito ve diğer gangster Frankie’ye dairesine girmesine izin verirken, DeVito, Frankie’ye kahve yapmasını söyler ve bunu yaparken DeVito, Edwards’ı öldürür. Frankie, isabetten sonra odaya sadece DeVito’ya “gitmesini sağla” demesi için bir fincan kahve tutarak gelir ve sonra bunun bir şaka olduğunu anlamadığı için onu azarlar.
Mafya dünyasında kahve, sadece bir içecek değil, aynı zamanda bir nevi güç ve prestij göstergesi. Bir mafya babasının masasında kahve içmek, onun kontrolü altındaki güç dengesinin bir sembolü haline geliyor. Filmdeki kahve sahneleri, karakterlerin arasındaki karmaşık ilişkileri ve gizli anlaşmaları vurguluyor. Bu yüzden bu filmi izlerken, bir fincan kahvenin tadını çıkarırken aynı zamanda mafya dünyasının içine dalabilirsiniz.
3. Kahve Üzerine Bir Film (A Film About Coffee)
Aslında doğruyu söylemek gerekirse, bu daha çok bir belgesel ama sadece kahveye odaklandığı için onu nasıl dışarıda bırakabiliriz?
Bu belgesel, kahvenin küresel etkisini ve kahve üretiminin her aşamasını inceliyor. Çiftçilerden kavrulmaya, baristalardan kahve kültürüne kadar kahve endüstrisinin her yönüne ışık tutuyor. Film, kahve tutkunları için gerçek bir görsel ziyafet sunuyor. Kahve yapımı süreçleri ve farklı kahve çeşitleriyle ilgili bilgiler, izleyiciyi kahve dünyasının derinliklerine çekiyor.
Nisan 2014’te vizyona giren ve yönetmenliğini Brandon Loper’ın yaptığı film, izleyiciyi özel kahvenin ne olduğunu ve nereden geldiğini gerçekten tanımlamak için dünya çapında bir yolculuğa çıkarıyor. Film, kahvenin nasıl günlük yaşamın temel dayanağı haline geldiğine ve bir fincan kahvenin neden günlük rutinimizin bu kadar önemli bir parçası haline geldiğine bakıyor. Bu film kesinlikle kahve hakkında bilinmesi gereken her şeyi tam anlamıyla bilmek isteyenler için bir film.
Bu belgesel, kahve severler için tam anlamıyla bir ziyafet! Kahvenin kokusu, tadı ve hatta tarihi hakkında bilgi almak için koltuğunuzdan kalkmadan dünya turuna çıkabilirsiniz. Kahve çekirdeklerinin yolculuğundan fincanınıza uzanan serüven, sizi kahve dünyasının sıcaklığına davet ediyor. Bu yüzden bu belgeseli izlerken, bir fincan kahvenin keyfini çıkarırken aynı zamanda kahvenin derinliklerine inmek mümkün.
4. Tiffany’de Kahvaltı (Breakfast at Tiffany’s)
Audrey Hepburn’ün başrolünü oynadığı Blake Edwards olağanüstü romantik komedi, şüphesiz bir klasiktir.
Bu klasik romantik komedi, New York’un şık atmosferinde yaşayan genç ve neşeli Holly Golightly’nin (Audrey Hepburn) hikayesini anlatıyor. Holly, hayatı hakkında belirsiz hedeflerle dolu, esrarengiz bir kadındır.
Açılış sahnesi, New York’taki sarı bir taksinin 5. caddedeki Tiffany kuyumcu dükkanının önünde durduğunu ve zarif Audrey Hepburn’e adım attığını görüyor. Pencereye doğru yürüyor ve gündelik bir şekilde kahvaltısını ve akşam kıyafeti gibi görünen dokuzlulara dolanmak için bir fincan kahveyi çıkarıyor.
Tek kullanımlık bir fincandaki kahvenin bu kadar çekici olabileceğini düşünmemiştik ama onu çıkarabilecek bir kişi varsa, o da Audrey Hepburn’dur.
Audrey Hepburn’ün unutulmaz Holly Golightly karakteri, kahve eşliğindeki romantik anlarıyla kalbimizi fethediyor. Filmdeki kahve, lüks ve zarafetin bir simgesi olarak karşımıza çıkıyor. Holly’nin kahve içerken geçirdiği huzurlu anlar, bizlere şehir hayatının telaşından uzaklaşmanın ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatıyor. Bu yüzden bu filmi izlerken, Audrey Hepburn’ün klasik zarafeti eşliğinde bir fincan kahvenin keyfini çıkarabilirsiniz.
5. Dövüş Kulübü (Fight Club)
Brad Pitt’i Hollywood’da stratosferik zirvelere çıkaran film, aynı zamanda benzersiz bir kahve tuhaflığı ile de nispeten ünlü.
Bir isimsiz karakter (Edward Norton), karizmatik ve anarşist Tyler Durden (Brad Pitt) ile tanışır ve onunla bir dövüş kulübü kurar. Ancak, Tyler’ın davranışları giderek daha radikal bir hal alır ve olaylar kontrol dışına çıkar. Film, izleyiciyi hızlı tempolu ve karmaşık bir hikayenin içine çeker. Bu tempoya ayak uydurabilmek için karakterler sık sık kahve içerler, ayrıca filmdeki kahve sahneleri, karakterlerin sakinleşmesi ve düşüncelere dalmaları için bir fırsat sunar.
Yönetmen David Fincher, her sahnede görünen bir ünlü kahve zincirine ait logo olduğunu açıkça iddia ediyor. Film boyunca tüm bardak / logoları bulmaya çalışan insanlarla sosyal medya grupları bile kuruldu.
Bu film, kahve severlerin adrenalini yükselten bir yolculuğu! Tyler Durden’ın kaotik dünyasında kahve, karakterlerin hayatta kalma mücadelesinin bir parçası haline geliyor. Filmdeki kahve molası sahneleri, karakterlerin hızlı tempolu yaşamlarının bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Bu yüzden bu filmi izlerken, bir fincan kahvenin tadını çıkarırken aynı zamanda kaosun ve anarşinin içine dalabilirsiniz.
6. Bugün Aslında Dündü (Groundhog Day)
Hepimiz kahveyi seviyoruz, değil mi? O halde, en sevdiğimiz o mükemmel demlemeyi her gün tekrar tekrar tadabilsek mükemmel olmaz mıydı?
Groundhog Day’de Bill Murray iseniz hayır. Phil Conners adlı bir TV Weatherman’ı canlandıran Bill Murray’nin karakteri, Pennsylvania’daki bir kasabadaki meşhur Groundhog Day kutlamalarını anlatmakla görevlendirilir ancak kısa süre sonra kendini tekrar tekrar uyanırken bulur. Her sabah mürettebatıyla kahvaltıda buharı tüten bir fincan sıcak kahve ile buluşur ama beklendiği gibi çok geçmeden zayıflar ve Murray kanunu kendi eline alır. Belki de defalarca aynı kahve demlemesi o kadar da iyi bir fikir değildir, ne dersin?
7. Thor
Tanrıların yaşadıkları yerde (ya da en azından Hollywood’a göre) kahve içmedikleri ortaya çıktı.
Aksiyon süper kahraman filminde Chris Hemsworth, çekiç kullanan tanrıyı canlandırıyor ve Amerikan lokantasını ziyaret ettiğinde, kahveye meraklı bir şey alıyor ve sadece başrol oyuncusu Natalie Portman tarafından kibarca sormadığından dolayı kendisi daha fazlasını talep ediyor.
Filmde kahve, Thor’un Dünya’ya uyum sağlama sürecinde eğlenceli bir detay olarak yer alır. Thor, Jane Foster ve ekibiyle bir kafede otururken ilk kez kahve içer ve tadını çok beğenir. Beğenisini göstermek için kahve fincanını yere fırlatarak, “Bu içecek harika! Bir tane daha!” diye bağırır. Bu sahne, Thor’un Asgard’daki alışkanlıkları ile Dünya’daki sosyal normlar arasındaki farkları komik bir şekilde vurgular. Ayrıca, Thor’un Dünya’daki günlük yaşantıya ve insan davranışlarına yabancı olduğunu, kahve aracılığıyla eğlenceli bir biçimde gösterir.
“Thor” (2011) filmi, İskandinav mitolojisinden esinlenen Marvel Comics karakteri Thor’un hikayesini anlatıyor. Film, kibirli Asgard prensi Thor’un, babası Odin tarafından Dünya’ya sürgün edilmesiyle başlar. Thor, sürgün edildiği Dünya’da bilim insanı Jane Foster ve ekibiyle tanışır. Burada, insan olmanın ve mütevazılığın değerini öğrenirken, Asgard’da üvey kardeşi Loki’nin tahtı ele geçirme planlarına karşı mücadele eder. Thor, yeniden Mjolnir’i kullanma yetkisini kazandığında, Asgard’a döner ve Loki’yi durdurmak için kahramanca bir savaş verir.